ULUSLARARASI MAVİ HİLAL VAKFI AFGAN MÜLTECİLER İÇİN YARDIM ÇALIŞMALARINA BAŞLADI


Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR-BMMYK) verilerine göre dünyanın en uzun süreli yerinden edilmiş kişilerini temsil eden Afgan Halkı, 1970'lerden itibaren Pakistan, İran, Türkiye gibi komşu ülkeler başta olmak üzere farklı ülkelerde sığınmacı olarak bir hayat kurmaya çalışmışlardır.

Afgan mültecilerin kalıcı olarak yerleşecekleri veya üçüncü ülkeye geçiş için bekleyecekleri ilk adres olan Türkiye, tüm istatistiki belirsizliklere rağmen 116.403 Afgan sığınmacı ve 980 Afgan mülteci ile   Suriyeli mültecilerden sonra ülkedeki ikinci büyük mülteci grubuna ev sahipliği yapan ülke konumundadır.

Bölgede yaşanan kriz ve göç trafiği nedeniyle insan ticareti ve istismar tehdidiyle karşı karşıya kalan Afgan mülteciler, sınırları resmi bir belge olmadan geçtikleri için genellikle “düzensiz göçmenler” olarak kabul edilmektedir.

Türkiye’de; Aksaray, Konya, Nevşehir, Trabzon, Tokat, Çankırı, Kayseri, Erzurum ve Van Afgan mültecilerin yerleştiği başlıca iller olarak görülmektedir. Afgan derneğinin (ARSA) Kayseri'deki saha raporlarına göre Uluslararası Koruma Kanunu’ndan yararlanan Afgan mültecilerin sayısı Kayseri'de 5700, Konya'da 8846, Nevşehir'de 8756, Karaman'da 5890'dır.

Yaşanan düzensiz göç nedeniyle oluşan kayıt sorunu, Afgan mültecilerin sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlere erişimlerini doğrudan etkilemektedir. Özellikle 18 yaşını doldurmuş Afgan mülteciler, kayıt belgeleri olmadan devletin sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Bunun yanı sıra dil engeli de Türkiye'de Afgan halkının karşılaştığı temel sorunlardan biridir. Kamu kurumlarında özellikle hastanelerde Afgan dili ve lehçelerinde tercüman bulunmaması Afgan mülteciler ile kamu görevlileri arasındaki iletişimi zorlaştırmaktadır. Ayrıca, Afganların yaşanan savunmasızlıktan dolayı maddi- manevi istismar ve sömürü ile karşı karşıya kaldıkları bilinmektedir.

Eğitim başlığı altında ise Afgan öğrencilerin okullarda karşılaştıkları en büyük sorun yine dil bariyeridir. Türkçe kursları, taleplerin yüksek olması nedeniyle yeterli olmamakta ve bu durum onların Türkiye'deki okula ve milli eğitim sistemine uyumlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca Afgan öğrenciler, eğitim hizmetlerine sınırlı erişimlerinin bir parçası olarak belge eksikliği ve finansal kaynakların yetersizliği nedeniyle yüksek öğrenime de kolayca erişememektedirler. Saha gözlem ve sonuçlarına göre 14 yaş üstü Afgan öğrenciler gelir elde etmek için eğitim-öğretim hayatını bırakmaktadırlar. Son bilgilere göre Türkiye’deki üniversitelerde sadece 55 Afgan öğrenci eğitim görmektedir ve bu durum, mülteci çocukların-gençlerin karşılaştığı en büyük risklerden biri olan reşit olmayan işgücüne de yol açmaktadır.

Afgan mültecilerin sağlık hizmetlerine dair ise dil bariyerinin ardından yaşadıkları en büyük problem kayıt sorunu ve Uluslararası Koruma Statüsü elde etmenin zorluğu nedeniyle, kamu sağlık sigortası kapsamındaki sağlık hizmetlerinden yararlanamamalarıdır.

Türkiye'deki bu statüleri çalışma izinleri konusunda yaşanan sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Afgan mültecilerin çoğu (özellikle genç erkekler) kayıtlı değildir ve bu nedenle tamamen Türkiye içinde yasa dışı olarak ikamet etmektedirler. Bu durum onları yasa dışı çalışmaya iterken yaşanan yoksulluk emek sömürüsünü de beraberinde getirmektedir.

Türkiye'de Suriyeli mülteciler için uygulanan insani yardım projelerine kıyasla Afgan mültecilere yönelik projeler çok daha az sayıdadır.

Bu bağlamda Afgan mülteciler, dil engeli ve doğru bilgiye erişimlerinin olmaması nedeniyle hak ve sorumluluklarını da bilmemektedirler. Hukuki danışmanlık ve yasal bilgilendirme toplantıları, Türkiye Cumhuriyeti yasa ve yönetmelikleri hakkında farkındalıklarını artırmak bu noktada çok önemlidir. Kayıtlı olan Afgan mültecilerin dahi birçok zorlukla karşı karşıya kaldığı Türkiye'de sayıları oldukça fazla olan düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilme veya geri dönüş gibi davaları hukuki danışmanları tarafından kendilerine açıklanmalıdır.

Yapılan resmi anketlere katılan Afganlar özellikle Türkçeyi öğrenmede zorluk, yasal haklara dair bilgilendirme, iş bulma, yerel entegrasyonun zayıf olması, psikolojik sorunlar, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimde çok büyük zorluklar yaşadıklarını ifade etmişlerdir.

Düzensiz göç ve uluslararası koruma statüsüne ilişkin T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinden alınan güncel istatistikler doğrultusunda (Şekil 1.) Suriye dışındaki ülkelerden gelen diğer mülteciler arasında Afganistan'dan gelenler ana mülteci grubunu oluşturmaktadır.

Son zamanlarda Afganistan’da yaşanan siyasi çatışmalar ve ekonomik zorluklar Afgan Halkı için büyük bir kriz ortamına neden olmuştur. Tüm bu çerçevede Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı (IBC) özellikle İstanbul, Kayseri, Niğde ve Eskişehir’de Afgan halkına yönelik acil yardım faaliyetleri başlatmak üzere harekete geçmiştir.  

 

 



ULUSLARARASI MAVİ HİLAL VAKFI KİLİS TOPLUM MERKEZİ: DEZAVANTAJLI TOPLULUKLARIN HAYATA YENİDEN TUTUNMASINDA ÖNCÜ BİR ROL

Uluslararası Mavi Hilal Vakfı (IBC) Kilis Toplum Merkezi, dezavantajlı toplulukların psikososyal destek ihtiyaçlarını karşılayarak, on ...

GAZZE: YIKINTILARIN ARDINDAKİ HAYAT MÜCADELESİ

Açlık, susuzluk, hijyen eksikliği, kayıplar ve gözyaşları… Gazze’de hayatta kalmaya çalışan insanların aylard ...

ULUSLARARASI MAVİ HİLAL VAKFI KURUCULARINDAN VE BAŞKAN VEKİLİ MUZAFFER BACA, ICVA YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİ İÇİN ADAY GÖSTERİLDİ

Uluslararası Mavi Hilal Vakfı 20 yılı aşkın engin tecrübesi ile dünyanın neresinde olursa olsun zor durumda olan insanlara yardım e ...

Kapat

IBC FAALİYETLERİNDE ARAMA YAPIN